27 Nisan 2011 Çarşamba

Pudra Şekerine Çilek

  Çilek kokusu her yanda,pudra şekeri üzerinde.Beyaz ama erimiş tatlısında kırmızının..
Şimdi dönmek varken o tek yaza,sonbaharı özlüyorum.Ya oysa,ya oysan diye içimden binlerce kez sormama rağmen hep aynı cevabı alıyorsam bunun sorumlusu kim? Bu şarkıları mı suçlamalı söyleyenleri mi yargılamalı bilmiyorum.Henüz fallara inanmaya başlamadım,beklentisiz bekliyorum gelmesini sözlerinin.Öyle ki bu ara çok fazla özlüyorum bazılarını.Garip değil mi bu kadar özlem?
   Ya görünce özlemediğimi farkedersem diye görmemeyi tercih ettiğim zamanlardı o zamanlar.Durdum ,farkına varamadığın sularda farkına varamadıklarınla hep aynı çizgide buluşmayı diledim,şimdi tekdüze isteklerini yüceltmeye hazır kalabalıklar kuşatan her yanı.

Dışımda,dışında yıldızı.
  

23 Nisan 2011 Cumartesi

Her Şey Yolundaydı.

   Her şey yolundaydı.Nasılsın dediler,iyiyim dedim,bir de utanmadan onların nasıl olduklarını sordum.Onlar da iyi olduğu yalanını geçiştirmeye çalıştı saniyeleri harcamadan.Faturaları fazla gelecek vicdanlarının.Sanırım görünüşe aldanmak gerekiyor bazen,hatta sormadan önce durup düşünmeli dışından içine kabarıyor mu koydukları bir kaç kelime. Üstüste anlamlar..Özne,yüklem ayırt etmeden kabul ediyorum tüm cümlelerinizi.
   Her şey yolunda..Nasılsın dediler,idare ediyorum dedim,bir de utanmadan onların nasıl olduklarını sordum.Aynen ,dediler .Bir kaç dakika sustuk.Kendi karanlığımızdan kendimiz utandık.Konuşmadan ayrıldık oradan.
  Her şey yol..Nasılsın dediler,kötüyüm dedim,bir de utanmadan onların nasıl olduklarını sordum.Kendilerini hatırladılar,izdüşümleri kendilerinden büyüktü,söz düşümleri fikirlerinden kalabalık.
  Her şey..

19 Nisan 2011 Salı

  Elimdeki taşı suya bırakırsam yüzer mi?Fırlatırsam daha ne kadar uzağa gidebilir?Elimde tutarsam benimle gelir mi?
  

17 Nisan 2011 Pazar

Kırmızı

   Elimde biletlerim,baktım uzun uzun.Hani insan çok özlediği ve uzun zamandır görmediği birinin fotoğrafına öyle uzun bakar ya,ben de öyle.Hiç bu kadar genç hissetmemiştim kendimi epeydir,yüzümdeki çizgileri saymaktan nereden geliyor bu ışık farkedemeden..Sorun belli ki ışıktaydı ..Her zaman ışığın arkasında kalmıştım ,ya onun arkası ..
    Orda biraz kalmalıyım..
Hastalık her yanındayken tek bir kör nokta bulaşılmamış onu tutarak elimde,hala yürüyorum.Aslına bakarsan iyileşmek istemiyormuşum,nedenlerini bulmak konusunda da epey başarılılar.Beni benden daha iyi anlayabilecek biri olabilir mi? Olurmuş.
    Şimdi son kez iyileşmeyi diliyorum,kırmızının ağzımı doldurmadığı sabahlara uyanmak..

13 Nisan 2011 Çarşamba

''Ölmek Biraz Zaman Alıyor''

Artık saatlere pek güvenmiyorum.Ne zaman bıraktım onun bu düzenli seyrini bilmiyorum ama çok olmadı,henüz erken.Yavaşça..
  Zaman çok geçmeden geçmelisin onu dedi,olabildiğince zamanın ötesinde geçmişi bugüne taşıyarak.Şimdi bazen rahat nefes aldığınızı söylediniz.Sanırım ağzınızı açtığınızda çıkabilecek bir kaç kelimenizi önemsiyorum.Aslında kelimeleri değil harfleri,veyahut sesleri.Sesleriniz her zaman kulaklarımızı hoş tınılarla doldurmadı belki çünkü henüz yolun sonundaydınız ,o ise ne zamandır en başındaydı olacakların.Ortada buluşmak için çok geçti,dönmek için çok erken.

11 Nisan 2011 Pazartesi

Doz

  Gördüklerin bir nevi görmeyi istediklerindi,tepkiler benim çok dışımda ve olması gereken yerdeydi .Aslına bakarsan sadece yüzüne bakmamaktan ibaret olan tepkimi  ikiyüzünün yerleşkesi o tenha suratında gördüğümde o an yapıverdim ve ayrıldım içimden. Tabi ki pek iğrenç sözlerini tekrar tekrar sarfetmekten alıkoyduğum için daha da kızgın olabilirsin bana.Ama eminim ki bin doz öfke aldım bu sabah evden ve beni asla geçemeyeceksin.
  Aslında uzun zamandır beyazdı tüm gelişler,hayır tahmin ettiğin gibi asla olamaz,herkes uykusunda biraz melektir ve siz bunu çok iyi kullanırsınız.Kıyafetler ve bedenlerden ibaret zihinlerinizi gördükçe ses tonumu kalınlaştırıp görüş açımı daraltıyorum.Mümkün olduğunca görmemeye çalışıyorum o naifliklerinizi,sahte nazikliğinizi.Elinizi uzatın gözlerinizi çekin üstümden.
  Nefesimi boşa tüketmiyorum ama boşa nefes alıyorum sanırım.




   

10 Nisan 2011 Pazar

Ben ve ben

    İnsan pazar günü 7.30 da uyanır mı?Uyanır.Gözlerimi ısrarla sıkıca kapatıp tekrar uykuya dalmayı beklesem de olmadı ve nihayetinde saat 10 olduğunda artık bu yersiz çabamdan vazgeçiverdim.Gözümü her kapatışımda eskisi gibi değil gördüklerim artık,kendimle tartışıp duruyorum.-Buna sevinmeli miyim bilmiyorum-E hal böyle olunca uykunun gelmesini beklemek ne derece mantıklı olur farkındayım,ama en azından denedim yarın sabah 6 da kalktığımda vicdan azabı çekmemek için denedim.
    Güneş doğmuş tekrar mevsimlerden bahar,birkaç saat sonra kış mevsiminin gelişini bekliyorum.Onun dışında söylemek istediğim o kadar çok şey var ki birilerine,sonunda hiç bir şey söyleyememekten korkuyorum.Hepsini kendi içimde çözüp kimseye haber verememek ya da .Bunun sorumlusu kim diye sorarsan her zamanki gibi kendimi öne sürebilirim.Ve onlar yine haklı çıkabilir.
    Onlarca söz verdim dün kendime,sonra bu söz veren kim diye tanıştım kendimle.Aslında onun benimle tanışmaya istekli olduğunu sanmıyorum ,bir nevi zorladım evet.Arkadaş olabilir miyiz diye düşündüm uzun uzun olmazdı sanırım biz iki ayrı kutuptuk.Ben ve ben..
   Güne erken başlamak yine de her şeye rağmen güzel.

9 Nisan 2011 Cumartesi

Bir Günde Dört Mevsim

    Bir günde bu kadar farklı iklim olmamalıydı.Güne tasasız başlamıştı fikirler,rüzgarın etkisiyle savruldu oradan oraya.Islandı,çok geçmeden bozuldu fönü düz mantığının.Ya sonra? dedin.Olaylara bu kadar yakından nasıl bakıyordun,uzakta iken gövdesi sırnaşıklığının.Biraz çevirdim kendime ,tam da ortasındaydım yalanlarının..
   Milk shakeler güzeldir ,güzeldir milk shakeler,türkçesi garip olduğu için kızmamalısın bana bence.Zaten tadı da kötüydü,pembesi benim..

5 Nisan 2011 Salı

Aslında

Aslında sana kızgınım çok.Düzene girmiş tüm sancılarım,her sabah düzenli alıyorum.Saatleri hep aklımda,saatlerin aklımda.Bazen yakalıyorum o anı,belki de bırakmalıydım o ilk gün.
Aslında kızgın değilim sana çok.Dönmesini bekliyorum o ilk heyecanla satırların.Konuşurken onlar sürekli nasıl da duymuyorum onları.Ve yapışmış duruyorken orada benzerlerin nasıl da görmüyorum seni.Sözcükler her seferinde kendini yeniliyor,zaman her seferinde aynı kalıyor.

4 Nisan 2011 Pazartesi

İz

İzi kalmış yanağımda,şimdi farkettim.İlkler kısa ama etkili olmalıymış,öyle demişti zamanında.Şimdi alkol koyuyorum yanağıma izi gitsin diye izin gitsin diye.Hep aynı yerde yara olmamalı,ya da belki en güzeli etrafa yayılmaması.Aslına bakarsan içine doğru akıyorken bazı şeyler nasıl oluyorsa berrak bırakıyor yüzümü.Şimdi teşekkürü borç bildim birine.Umarım döktüklerim döküceklerimin habercisi değildir sana.Umarım .