18 Eylül 2011 Pazar

Beni Olduğum Gibi Kabul Et!

  Kafamı yastığa koysam uyuyacağım,hatta yastığa koymadan uyuduğum günler de oldu..Yüksek ateş,düşük tansiyon.Dengeliyor sanırsın,ellerin bedeninden bir düşünce boyu uzaklıkta..
   Bazıları der ki;düşünceler düşlerden ibarettir,bazıları der ki düşlerini düşüncelerden uzaklaştır.Hangisi doğru bilemedim.Fazla hayalin içinde hayal oluyorsan eğer bu benim suçum,fakat hayalleri sen kuruyor ben düşlüyorsam bu ikimizin suçu.Şimdi değiştiğine inandığın pek çok kişinin değişmediğine mi üzülürsün yoksa tanınmayacak derecede değiştiğine mi? İkisi arasında ne çok yol var birine elini uzatsan diğeri düşecek sanırsın..
  En güzeli göreceli değil de görücü usulü düşünmekmiş..Kimseye göre şekil almayacaksan kimse sana göre şekil almayacaksa pek demokratik değil mi? Kaskatı düşüncelerin,vefakarlığını altına almış eziyorken,tek bir çaba bile paydos demeye yetiyor.Hayret ediyorsam hala, hala yanımda olanların gerçekten yanımda olduğundandır.Ne mutlu sana,onlarla yetin derken ne tür bir zeka belirtisidir bu duygusuzluk şaşılası!Bazısı da fazla değişiyor ki konuşurken tekrar tanışırcasına yoruyor insanı.Bunun yanında iki elim kanda olsa gelirim diyenler de var ki onların kesinlikle daha fazla eli olmalı! Uzun zamandır ellerini temizlemekten gözlerine bakmayı unutanlar ..ne yazık!
  Her biri ''beni olduğum gibi kabul et'' savsatasından çıkıyorsa kabullenmek en kolayı olurdu.Ki tam şu noktada mutlu olup olmadıklarıyla  yahut nasıl olduklarıyla değil onları oldukları gibi kabul etmekle meşgulum.Dokunmayınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder